Majör Depresyon Nedir? Tedavisi Nasıldır?

Majör Depresyon Nedir? Tedavisi Nasıldır?

Majör depresyon, kişinin günlük yaşamını derinden etkileyen, aktivitelere olan ilgisini düşüren ve duygusal olarak derin bir çöküş yaşamasına neden olan bir ruh hali bozukluğudur. Bu durum, hormonal dengesizlikler, genetik yatkınlıklar veya ekonomik gibi çevresel etkenlerden kaynaklanabilir. Majör depresyon, zamanla kişinin beslenme ve uyku düzenini, işlerini yapma biçimini olumsuz etkiler. Günlük basit faaliyetlere dahi isteksizlik baş gösterir; ev işleri, iş yerindeki görevler veya dışarıda vakit geçirme gibi aktivitelere karşı ilgi kaybı yaşanır. Kişi kendini sürekli enerjisiz ve yorgun hisseder, yaşamdan keyif alma yetisini yitirir.

Majör Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Majör depresyonun karakteristik belirtileri arasında, günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir dizi durum bulunur:

  • Günlük olarak kendini yorgun ve enerjisiz hissetmek
  • Çoğu zaman kendini değersiz veya suçlu hissetme durumu
  • Uykusuzluk (insomnia) veya aşırı uyuma (hipersomniya) hali
  • Günlük yaşam aktivitelerine olan ilginin azalması veya hiç zevk alamama
  • Sürekli olarak dinlenememe, hareketlerde veya düşüncede yavaşlama
  • Ölüm veya intihar düşünceleriyle sık sık karşılaşma
  • Dikkat dağınıklığı ve karar vermede güçlük
  • Belirgin bir şekilde kilo kaybı ya da kilo alma (vücut ağırlığının %5'inden fazlası)

Majör Depresyon Türleri Nelerdir?

Majör depresyon, kökenine ve gösterdiği semptomlara göre farklı kategorilere ayrılabilir ve her türün tanımlanması, tedavi sürecini daha etkili hale getirebilir.

Peripartum (Doğum Sonrası) Depresyonu: Bu, doğumun ardından karşılaşılan artan sorumluluklar nedeniyle ortaya çıkan bir majör depresyon türüdür ve doğumdan sonraki birkaç hafta ile birkaç ay arasında sürebilir.

Psikotik Depresyon: Majör depresyonun tipik duygusal çöküntü semptomlarına ek olarak, görme ve duyma gibi olmayan şeylerin algılanması (halüsinasyonlar), gerçek dışı inançlar (sanrılar) ve diğer insanlara karşı artan şüphecilik (paranoya) gibi psikotik belirtiler eşlik eder. Bu tür, belirgin semptomları sayesinde diğer depresyon türlerinden kolayca ayırt edilebilir.

Mevsimsel Depresyon: Genellikle güneş ışığının azaldığı sonbahar ve kış aylarında görülür.

Melankolik Depresyon: Kişinin hayatın normal parçaları olan tüm aktivitelere karşı gösterdiği genel isteksizliği tanımlayan bir depresyon çeşididir. Kişi kendini aşırı derecede üzgün hisseder ve sosyal çevreden çekilir.

Premenstrüel Dismorfik Bozukluk: Kadınların regl öncesi dönemlerinde yaşadıkları ve birkaç hafta sürebilen depresyon türüdür. Bu dönemde iştah artışı, yorgunluk, sinirlilik gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Majör Depresyonun Temel Belirtileri: Majör depresyon temel olarak bireyin ruh halini etkiler ve çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtilerin 2 haftadan daha uzun süre devam etmesi, tanı konulmasında önemli bir kriterdir.

  • Sürekli bir üzgünlük hali,
  • Enerji düşüklüğü,
  • Kendini değersiz hissetme,
  • İntihar düşünceleri,
  • Uyku süresinde artış,
  • Açıklanamayan kilo kaybı veya kilo artışı,
  • Daha önce zevk alınan aktivitelere karşı ilginin kaybolması.

Majör Depresyon Tanı Kriterleri

Majör depresyonun tanısı, bir psikiyatri uzmanı tarafından belirlenen özel kriterlere dayanarak konulur. Tanı süreci, fiziksel bir muayene, psikiyatrik değerlendirme ve çeşitli laboratuvar testlerini içerebilir. Majör depresyonun tanı kriterleri şöyle sıralanabilir:

  • Fizik Muayene: Hastanın tıbbi geçmişi dikkatlice incelenir ve mevcut şikayetleri gözden geçirilir. Fizik muayene, majör depresyonun altında yatan başka bir sağlık sorununun olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda, hastanın genel durumu ve ruh hali de tanı için önemli bilgiler sunar.
  • Laboratuvar Testleri: Majör depresyonun neden olabileceği bazı kan değerlerindeki eksikliklerin tespiti için tam kan sayımı gibi testler yapılır. Tiroid hormon düzeyleri, vitamin eksiklikleri ve hormonal dengesizlikler incelenir. Duruma bağlı olarak, ileri görüntüleme testleri de uygulanabilir.
  • Psikiyatrik Değerlendirme: Uzmanlar, bireyin psikiyatrik geçmişini detaylı bir şekilde inceler ve majör depresyon riskini değerlendirir. Bu aşamada, diğer depresyon türlerinden ayırt edilmesi için semptomların detaylarına bakılır.
  • DSM-5 Kriterleri: Majör depresyonun varlığını doğrulamak için, uzmanlar DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) tarafından belirlenen kriterleri kullanır. Bu kriterler, semptomların şiddeti ve süresi gibi önemli tanısal bilgiler sağlar.

Majör depresyon tanısı, hastanın psikiyatrik geçmişi, genetik eğilimleri ve semptom özellikleri gibi birçok kişisel faktörün dikkatli bir değerlendirilmesini gerektirir.

Kadınlarda ve Erkeklerde Majör Depresyon

Regl, hamilelik, doğum ve menopoz gibi kadınlara özgü dönemler, ergenlikten sonra kadınlarda majör depresyonun erkeklere göre iki kat daha sık görülmesinin ana nedenlerindendir. Erkeklerde ise depresyon belirtileri genellikle aşırı sinirlilik ve aileye veya sosyal çevreye karşı uzaklaşma şeklinde ortaya çıkar, bu durumlar sıkça normal olarak algılandığından depresyon teşhisi konulması gecikebilir. Ek olarak, baş ağrısı, sindirim sorunları ve sırt ağrısı gibi fiziksel semptomlar erkeklerdeki depresyon belirtilerini kadınlardan farklı kılar. Her iki cins için de tedavi yöntemleri benzer olup, amacı kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlamak ve depresyonun etkilerini azaltmaktır.

Majör Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?

Majör depresyon, doğru tedavi yaklaşımlarıyla üstesinden gelinebilen ruhsal bir rahatsızlıktır. Ancak tedaviye başlamadan önce, belirtilerin başka sağlık sorunlarından (örneğin tiroid bozuklukları, vitamin eksiklikleri, beyin tümörleri) kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek için yapılacak testlerle teşhisin doğrulanması önemlidir. Majör depresyon tanısı konduktan sonra doktor, hastanın durumuna uygun tedavi planını belirler. İlaç tedavisi, psikoterapi, elektrokonvülsif terapi ve kendine yardımcı olma teknikleri gibi çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur, ve bunların amacı kişinin kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olmak ve depresyon belirtilerini azaltmaktır.

İlaç Tedavisi: Majör depresyon tedavisinde, beyin kimyasını düzenleyerek kişinin ruh halini iyileştirmeyi amaçlayan antidepresan ilaçlar sıkça kullanılır. Bu ilaçların etkisi bazen haftalar ya da aylar sonra ortaya çıkar ve tedavi sürecinde doktorunuz ilaçların türünde veya dozajında değişiklik yapabilir. İlaç tedavisinin yanı sıra, uyku ve beslenme düzeni gibi günlük rutinler de iyileşme sürecinde önemli rol oynar.

Psikoterapi: Özellikle hafif ve orta şiddetteki depresyon durumlarında etkili olan psikoterapi, bireyin olumsuz durumlara karşı davranış ve tepkilerini değiştirerek daha pozitif yanıtlar vermesini amaçlar. Terapide, kişiyi olumsuz etkileyen durumlar ele alınır ve bu durumlarla başa çıkma yolları öğretilir.

Elektrokonvülsif Tedavi: Ağır majör depresyon vakalarında ve diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen durumlarda, anestezi altında beyne kısa elektrik akımları uygulanarak yapılan bir tedavidir.

Kendi Kendine Yardım Yöntemleri: Egzersiz, meditasyon, beslenme düzeninin iyileştirilmesi gibi yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç veya psikoterapi tedavilerine ek olarak bireyin uygulayabileceği yöntemlerdir. Bu teknikler, kişinin kendini daha iyi hissetmesine ve depresyonla mücadelesine yardımcı olur. Pozitif kendilik konuşmaları yapmak, düşünceleri yazılı hale getirmek ve yanılgıları tanımak gibi farkındalık artırıcı aktiviteler de tedavi sürecine katkıda bulunur.

 

Psikolojik Danışman Zahide Sevinç



Kategoriler

Son Makaleler

Chat on WhatsApp