"Akran zorbalığı" ya da İngilizcede bilinen adıyla "bullying", güç dengesizliği olan bireyler arasında, güçlü tarafın güçsüz tarafa kasıtlı, sistematik ve tekrar eden olumsuz davranışlarda bulunmasıdır. Bu davranışlar, fiziksel veya sözel olabilir ve genellikle mağduru korkutma ve zarar verme niyeti taşır. Bu tür eylemler, doğrudan (yüz yüze) veya dolaylı (sosyal medya üzerinden gibi) yollarla gerçekleştirilebilir.
Akran zorbalığı, özellikle okul ortamlarında yaygın bir şekilde karşılaşılan, çocukların ve gençlerin kişilik gelişimini, akademik performansını ve ilerideki yaşamlarını negatif yönde etkileyebilen bir şiddet biçimidir.
Akran Zorbalığı Kaç Yaşında Başlar?
Akran zorbalığı, çocukların bir araya geldiği okul dönemlerinde, özellikle sosyal etkileşimlerin yoğun yaşandığı zamanlarda daha sık görülme eğilimindedir. Araştırmalar, okula giden her beş çocuktan birinin akran zorbalığına maruz kaldığını göstermektedir. Hem mağdurlar hem de zorbalık yapanlar için derin travmalara yol açabilen bu durum, okul yıllarının ötesinde uzun vadeli etkiler bırakabilir. Kişinin yetişkinlik hayatını da etkileyen bu travmalar, toplum sağlığı açısından da önemli sorunlara neden olabilir, zira bireyin toplum içindeki uyumu ve sağlığı bu deneyimlerden etkilenebilir.
Hangi Özelliklere Sahip Çocuklar Akran Zorbalığı Yapar?
Akran zorbalığı yapan çocuklar genellikle aşağıdaki özelliklere sahip olabilirler:
- Aile ve çevresel sorunlar yaşayan,
- Zorbalıkta bulundukları çocuklardan fiziksel olarak daha güçlü olmalarına rağmen, kendilerini kontrol etme becerileri zayıf,
- Üstünlük sağlama ve baskın olma ihtiyacı hisseden,
- Özgüveni düşük ve empati kurma yeteneği kısıtlı,
- Olumlu yetişkin rol modellerinden mahrum,
- Kendi hakkında olumlu bir algıya sahip olmasına rağmen,
- Alkol, sigara gibi maddelere ve argo konuşmaya eğilimli,
- Yeme bozuklukları gibi sorunlar yaşayan,
- Suç eylemlerine (hırsızlık, silah taşıma, vandalizm gibi) bulaşan,
- Okulu düzenli olarak devam etmeyen, kopya çeken,
- Benzer davranışlar sergileyen arkadaşlara sahip,
- İstismara uğrama gibi sorunlar yaşayan,
- Akademik başarısı düşük ve okula ilgisi az,
- Kurallara uymayan ve engellenmeye karşı toleransı düşük olan çocuklar şeklinde tanımlanabilir.
Akran Zorbalığı Nedenleri Nelerdir?
Akran zorbalığının temelinde, çocukların ya da ergenlerin kendilerini fiziksel veya zihinsel olarak yeterince güçlü hissetmeyerek korunmasız kalmaları yatar. Bu durum, onların sürekli korku içinde olmalarına ve yaşadıkları tehditler hakkında ebeveynlerine ya da öğretmenlerine yardım için başvurmaktan çekinmelerine neden olur. Diğer yandan, zorbalık yapan çocuklar ve ergenler genellikle elde ettikleri sosyal veya fiziksel gücü, akranları üzerinde baskı kurmak veya onlara zarar vermek amacıyla kullanır.
Bu bireyler, okuldaki popülerliklerini veya fiziksel üstünlüklerini, diğerlerini kontrol altına almak için bir araç olarak görebilirler. Zorbalık yapanlar arasında da güç dengesi zaman içinde değişebilir, bu da zorbalığın sosyal, ekonomik, kültürel ya da fiziksel güç dengesizliklerine dayandığını gösterir.
Akran Zorbalığı Çeşitleri Nelerdir?
Akran zorbalığı, fiziksel, sözel, sosyal/duygusal ve giderek yaygınlaşan bir tür olan siber zorbalık olmak üzere dört ana kategoride incelenebilir.
Fiziksel Zorbalık: Bu tür, fiziksel güç kullanımını içerir. Kişinin vurulması, itilmesi, yumruk atılması, tükürülmesi veya kişisel eşyalarının izinsiz kullanılması gibi davranışları kapsar. Fiziksel zorbalık, kişinin kişisel alanına yapılan izinsiz müdahalelerle tacize varan durumları içerebilir.
Sözel Zorbalık: Akran zorbalığının en yaygın formudur ve kişiye yönelik isim takma, alay etme, onur kırıcı ifadeler kullanma, küçük düşürücü yorumlar yapma, hakaret etme, dedikodu yayma, tehdit etme ve küfür etmeyi içerir.
Sosyal/Duygusal Zorbalık: Kişinin sosyal itibarına ve kişilerarası ilişkilerine zarar vermek amacıyla yapılan eylemlerdir. Bir kişiyi kasıtlı olarak dışlama, diğerlerini onunla arkadaşlık yapmamaları için baskı yapma, topluluk içinde küçük düşürme ve sosyal izolasyona sebep olacak davranışlar sosyal zorbalık kapsamındadır.
Siber Zorbalık: Teknolojinin ve sosyal medyanın yaygın kullanımı ile ortaya çıkan bu zorbalık türü, internet üzerinden kişiye yönelik kötü niyetli, rahatsız edici ve onur kırıcı yorumlar, dedikodu, iftira, fiziksel özelliklere yönelik aşağılayıcı yorumlar yapma ve kişisel bilgilerin veya fotoğrafların izinsiz paylaşılması gibi eylemleri içerir.
Akran Zorbalığı Nasıl Anlaşılır?
Akran zorbalığıyla karşı karşıya kalan ya da zorbalık yapan çocukların ebeveynleri bu durumu fark etmekte zorlanabilirler. Bazen farkında olsalar bile, çocuklarına nasıl yardımcı olacaklarını bilemeyebilirler.
Fiziksel zorbalık, zorbalığın türleri içinde en kolay fark edilebilenidir. Eğer fiziksel bir zorbalık yaşanıyorsa, öğretmenler, eylemin kendisi sırasında veya sonrasında oluşabilecek yaralanmalar aracılığıyla durumu anlayabilirler. Ebeveynler de çocuklarının vücudunda görünen yaralanma ve morluklardan bu durumu sezebilirler. Siber zorbalığın önüne geçmek için, çocukların sosyal medya kullanımı yaşlarına uygun olmalı ve hesapları ebeveynler tarafından denetlenmelidir.
Zorbalığın diğer türlerini anlamak için çocuğun davranışlarını dikkatli bir şekilde gözlemlemek gerekir.
Zorbalığa uğrayan çocuklarda genellikle şu belirtiler görülür:
- Derslere olan dikkatinin kolayca dağılması, akademik başarısında düşüş, okula gitmek istememe ya da okulu asmak,
- Okulda veya okul öncesi ve sonrasında kaygılı, mutsuz hissetmek,
- Okulla ilgili konular sorulduğunda öfke, nefret göstermek ya da sessiz kalmak,
- Kişisel ve okul eşyalarında eksiklikler veya zarar izleri,
- Uyku düzeninde, yeme alışkanlıklarında, sosyal ilişkilerde problemler,
- Ani seslere veya olaylara karşı aşırı savunma tepkisi göstermek.
Akran Zorbalığı Nasıl Önlenir?
Akran zorbalığı, dünya genelinde birçok ülkenin karşı karşıya olduğu ciddi bir meseledir. Ülkemizde yaşanan düzensiz göç, gelir ve fırsat eşitsizliği gibi sorunlar, bu olumsuz durumun ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Bu sorunla mücadelede en önemli sorumluluklar okullardaki öğretmenlere ve evlerdeki ailelere düşer. Çocuklara akran zorbalığının ne olduğu açıklanmalı, yaşananların kişisel bir kusur olmadığı, her zaman ailelerine ve öğretmenlerine güvenebilecekleri vurgulanmalıdır.
Eğitim kurumlarında düzenlenen programlarla öğretmenler, ebeveynler ve öğrenciler akran zorbalığı konusunda bilgilendirilmeli ve bu konuda yardım ve destek sağlayabilecek kuruluşlar hakkında bilgi verilmelidir. Teneffüslerde ve diğer sosyal etkinlikler sırasında öğrencilerin davranışları yakından izlenmeli ve herhangi bir zorbalık belirtisi gözlemlendiğinde öğretmenler hemen müdahale etmelidir. Aileler de evde çocuklarının fiziksel görünümlerini ve davranış değişikliklerini dikkatle gözlemleyerek, herhangi bir sorunun erken fark edilmesine yardımcı olmalıdır.
Akran Zorbalığına Uğrayan Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalıdır?
Eğer bir çocuk akran zorbalığına maruz kaldığını belirtiyorsa, ilk adım onu dikkatlice ve sabırla dinlemektir. Çocuğun anlattıklarına herhangi bir yargıda bulunmadan inandığınızı, hem sözlü olarak hem de beden dilinizle (başınızı sallayarak, onaylayıcı ifadeler kullanarak, nazikçe dokunarak, göz teması kurarak) göstermelisiniz. Çocuğun anlatımlarının doğruluğu konusunda şüphe duyulsa bile, onu suçlayıcı bir tavır sergilenmemelidir; bunun yerine yaşananların nedenlerinin araştırılması daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Çocuğu suçlayabilecek veya ona suçluluk hissi verebilecek sorulardan (“Bu duruma sen mi sebep oldun?”, “Neden sana böyle davransınlar?” gibi) kaçınılmalıdır.
Çocuğun okulda ve evdeki davranışlarını, hissettiklerini gözlemlemek, onunla doğrudan olay hakkında konuşmak yerine, günlük sohbetler aracılığıyla okulda neler yaşadığını öğrenmeye çalışmak faydalı olabilir. Ebeveynler, çocuğun akran zorbalığına uğradığından şüpheleniyorsa, durumu okuldaki öğretmenlere ve idarecilere bildirmeli ve zorbalık davranışının sonlandırılması için gerekli adımların atılmasını talep etmelidir.